Via Premium


Diyabet: Bilim insanları, bağırsaklarımızda bulunan bir bakterinin ürettiği trimetilamin (TMA) adlı bir kimyasalın iltihabı azaltabileceğini ve vücudun insüline daha iyi yanıt vermesine yardımcı olabileceğini keşfetti. Bu durum, tip 2 diyabette kan şekerinin kontrolü açısından büyük önem taşıyor. TMA, bakterilerin yumurta ve balık gibi besinlerde bulunan kolin adlı besin maddesini parçalamasıyla oluşuyor. Laboratuvar ve hayvan çalışmalarında TMA’nın, normalde iltihaplanmayı ve insülin direncini artıran bağışıklık sistemi yollarını engellediği görüldü. Bu bulgular, gelecekte diyabetin önlenmesi veya tedavisi için yeni bir yol olabileceğini düşündürüyor. Ancak insanlarda daha fazla araştırmaya ihtiyaç var ve şimdilik uzmanlar, kan şekeri kontrolünü desteklemek için liften zengin ve doğal gıdalara dayalı sağlıklı beslenmeyi önermeye devam ediyor.


Kalp Sağlığı: Polifenoller açısından zengin yiyecek ve içecekler tüketmek — kahve, meyveler (özellikle böğürtlen türleri), kakao, zeytinyağı, kuruyemişler, çay ve tam tahıllar gibi bitkisel kaynaklarda bulunan doğal bileşikler — kalbin uzun vadede daha sağlıklı kalmasına yardımcı olabilir. Uzun süreli bir çalışmada, bu tür besinleri daha fazla tüketen kişilerin yaşlandıkça daha iyi kolesterol ve tansiyon değerlerine sahip olduğu ve kalp hastalığı risklerinin daha düşük olduğu gözlemlendi. Bilim insanları polifenollerin iltihabı azaltabileceğini ve damarların daha iyi çalışmasını sağlayabileceğini düşünüyor, ancak kesin neden-sonuç ilişkisini kanıtlamak için daha fazla araştırma gerekiyor. Öğünlere daha fazla meyve, kuruyemiş ve zeytinyağı eklemek, kalp dostu bir diyetin parçası olarak polifenol alımını artırabilir.


Hipertansiyon: Araştırmalar, uzun yıllar boyunca günlük multivitamin kullanmanın, beslenme kalitesi düşük olan ve başlangıçta tansiyonu normal olan yaşlı bireylerde hipertansiyon riskini azaltabileceğini gösteriyor. Yaklaşık 60 yaş ve üzerindeki yetişkinlerle yapılan büyük bir çalışmada, besin alımı düşük olan ve multivitamin kullanan kişilerde tansiyonda küçük iyileşmeler ve hipertansiyon gelişme riskinde hafif bir azalma görüldü. Ancak tüm katılımcılar birlikte değerlendirildiğinde belirgin bir etki saptanmadı; fayda daha çok kötü beslenen kişilerde ortaya çıktı. Araştırmacılar, multivitaminlerin besin eksikliklerini tamamlamaya yardımcı olabileceğini belirtse de, dengeli ve besin değeri yüksek bir beslenmenin hâlâ en önemli unsur olduğunu ve bulguların doğrulanması için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor.


Kötü Kolesterol: Araştırmacılar, enlicitide adlı yeni bir günlük ağızdan alınan ilacın “kötü” LDL kolesterolü yaklaşık %60’a kadar düşürebileceğini inceliyor. Bu etki, günümüzde kullanılan güçlü kolesterol düşürücü enjeksiyon tedavilerine benzer seviyede. Enlicitide, en yaygın kolesterol ilaçları olan statinlerden farklı bir mekanizma ile çalışıyor ve statin kullanmasına ve yaşam tarzı değişikliklerine rağmen LDL seviyesi yüksek kalan kişiler için bir seçenek olabilir. Şu ana kadar yapılan çalışmalar LDL kolesterolde büyük düşüşler gösterse de, bu ilacın uzun vadede kalp krizi ve felç riskini gerçekten azaltıp azaltmadığı henüz kesinleşmiş değil.


Alzheimer: Bilim insanları, başka hastalıklar için hâlihazırda onaylı olan sargramostim (Leukine) adlı ilacın, Alzheimer hastalarında beyin hücrelerinin kaybını yavaşlatabileceğini buldu. Bu önemli çünkü nöron kaybı hafıza ve düşünme sorunlarına yol açıyor. Erken aşamadaki bir klinik çalışmada, ilacı kullanan Alzheimer hastalarında nöron ölümünü gösteren bir kan belirtecinin yaklaşık %40 daha düşük olduğu ve bir hafıza testinde plasebo alanlara göre biraz daha iyi performans gösterdikleri görüldü. İlaç, bağışıklık sistemini güçlendirerek ve beyindeki iltihabı azaltarak etki ediyor. Alzheimer’daki bilişsel gerilemeyi tutarlı şekilde yavaşlatıp yavaşlatmadığını görmek için çalışmalar devam ediyor; ancak bu kullanım için henüz onaylanmış değil.


Plastik Atık: St. Andrews Üniversitesi’ndeki bilim insanları, PET şişeler ve tekstiller gibi sıradan plastik atıkları, kanser ilaçları (örneğin İmatinib) dahil olmak üzere önemli ilaçların üretiminde kullanılabilecek kimyasal yapı taşlarına dönüştürmenin yeni bir yolunu keşfetti. Özel bir kimyasal işlemle, uzun plastik zincirleri EHMB adlı faydalı bir bileşiğe ayırıyorlar. Bu bileşik daha sonra fosil yakıtlar yerine ilaç üretiminde kullanılabiliyor. Bu yöntem, plastik kirliliğini azaltmaya ve ilaç üretimini daha sürdürülebilir hâle getirmeye yardımcı olabilir; ancak henüz erken aşamada ve yaygın kullanıma girmiş değil.


HPV Aşısı: İsveç’te yapılan büyük bir çalışma, HPV aşısının yalnızca rahim ağzı kanserine karşı değil, aynı zamanda vulva ve vajinada görülen ciddi kanser öncesi lezyonların riskini de azalttığını ortaya koydu. Özellikle 17 yaşından önce aşılanan kızlarda koruyuculuk daha güçlüydü. Dörtlü HPV aşısından en az bir doz alan kadınlarda, bu bölgelerde yüksek dereceli lezyon gelişme riski aşı olmayanlara göre yaklaşık %37 daha düşüktü. Erken yaşta aşılananlarda ise risk azalması yaklaşık %55’e ulaştı. Bulgular, HPV ile ilişkili hastalıkları önlemek için aşının genç yaşta yapılmasının önemini vurguluyor.


Dang Humması Salgınları: Bilim insanları, dang humması salgınlarını ortaya çıkmadan önce tahmin edebilecek yeni bir erken uyarı sistemini test etmek için küresel bir çalışma başlatıyor. Dang hummasını tahmin etmek için birçok bilgisayar modeli geliştirilmiş olsa da, bunların çok azı gerçek hayatta test edildi. Bu nedenle araştırmacılar, Vietnam’daki sağlık çalışanlarıyla birlikte çalışarak bu yeni aracın gerçekten erken ve işe yarar tahminler sunup sunmadığını değerlendirmeyi amaçlıyor. Dang humması, sivrisineklerle bulaşan ve dünya nüfusunun neredeyse yarısını risk altında bırakan bir hastalık.


Yapay Zekâ Aracı: Araştırmacılar, bir kişinin genetik mutasyonlarını inceleyerek yalnızca hangilerinin zararlı olabileceğini değil, aynı zamanda bu mutasyonların hangi tür hastalıklara yol açabileceğini de tahmin edebilen yeni bir yapay zekâ aracı geliştirdi. Bu, yalnızca “potansiyel olarak zararlı” mutasyonları işaretleyen mevcut araçlara kıyasla önemli bir ilerleme. Belirli DNA değişikliklerini olası sağlık sonuçlarıyla ilişkilendiren bu yapay zekâ, doktorların genetik hastalıkları daha hızlı teşhis etmesine ve özellikle nadir veya karmaşık hastalıklar için yeni tedavilerin geliştirilmesine yardımcı olabilir.

Diğer Haberler